Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/6738 Esas 2016/2886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6738
Karar No: 2016/2886
Karar Tarihi: 29.03.2016

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/6738 Esas 2016/2886 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, hırsızlık suçuna teşebbüs ettiği sırada yakalanan sanığın kimliğinin olmadığını beyan etmesi üzerine, kendini başka bir kişi olarak tanıtması ve gerçek kimliği ortaya çıktığında da resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan mahkum edildiği belirtilmektedir. Mahkeme ayrıca, eylemin Kabahatler Kanunu'nun 40/1 maddesine uygun olduğunu göz ardı ederek ''resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan'' suçundan hüküm kurduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle, sanığın itirazları üzerine kararın bozulmasına karar verilmiştir. Ancak, sanığın eylemine uyan idari para cezasının miktarına göre Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlendiğinden, yeniden yargılama yapmaya gerek olmadığı ve idari para cezası verilemeyeceği kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri:
- Kabahatler Kanunu'nun 40/1.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. ve 322. maddeleri
- Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c ve 20/1.
21. Ceza Dairesi         2015/6738 E.  ,  2016/2886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verileceği cihetle; somut olayda, hırsızlık suçuna teşebbüs ederken yakalanan sanığın olay yerine gelen kolluk görevlilerine üzerinde kimliğinin olmadığını beyan edip kendisini ... oğlu ..."den olma, Mersin 1992 doğumlu ... olarak tanıttığı, ancak herhangi bir tutanak tanzim edilmeden sanığın Polis Merkezine götürüldüğü, burada yapılan araştırmada sanığın verdiği kimlik bilgilerinin doğru olmadığı, bu isimde gerçek bir şahsın bulunmadığı ve sanığın gerçekte ... olduğunun belirlendiği, olay tutanağının da sanığın gerçek adına tutulduğu anlaşılmakla, sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasına uygun bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçundan hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 09.10.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 29.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş