Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/990 Esas 2016/2520 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/990
Karar No: 2016/2520
Karar Tarihi: 17.03.2016

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/990 Esas 2016/2520 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verdi. Ancak, mahkemenin ceza tayininde yasal ve yeterli gerekçe göstermemesi sonucu fazla ceza tayini yapıldı ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan iptal kararı da dikkate alınarak hüküm BOZULDU.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi: Hakim, suçun işleniş biçimini, araçlarını, zaman ve yerini, konusunun önemini, zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kusurunun ağırlığını ve amacını göz önünde bulundurarak cezayı belirler.
- 5237 sayılı TCK'nun 3/1. maddesi: Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığına göre ceza ve güvenlik hükümleri uygulanır.
- Anayasa'nın 141. maddesi: Hükümde verilen cezanın denetime uygun biçimde, hak ve adalet kurallarına uygun, yasal ve yeterli bir gerekçeyle gösterilmesi zorunludur.
- 5271 sayılı CMK'nun 34. maddesi: Hükümler kanuniliğe aykırı olamaz ve gerekçeli olmak zorunda.
- 230 ve 289. maddeleri: Hükme esas alınan delillerin uygunluğu ve dolayısıyla verilen kararın hukuka uygunluğu denetlenir.
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi: Hatalı kararların Yargıtay tarafından bozulabilmesine olanak sağlar.
- 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi: Yanlış veya eksik gerekçe kullanımı sonucu verilen kararların bozulması gerektiğini belirler.
- CMUK'nun 326/son maddesi: Bozma durumunda, yeniden yargılama yapılmalıdır.
21. Ceza Dairesi         2016/990 E.  ,  2016/2520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    1-5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki gözönünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nun "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içerisindedir. Ancak, Anayasa"nın 141, 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesiyle yetinilmesi halinde bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe sayılamayacağı cihetle, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile fazla ceza tayini,
    2-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK"nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 17.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş