Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1199 Esas 2016/4791 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1199
Karar No: 2016/4791
Karar Tarihi: 26.09.2016

Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1199 Esas 2016/4791 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Çocuk Mahkemesi tarafından verilen kararda, suça sürüklenen çocuğun parkta polis tarafından kimlik sorulduğunda ablası olarak kendisini tanıttığı ve herhangi bir sahte belge düzenlenmeden gerçek durumun tespit edildiği belirtilmiş ve bu nedenle eyleminin Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi kapsamında kaldığı vurgulanmıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 53. maddeye ilişkin bazı düzenlemelerin iptal edildiği kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, suça sürüklenen çocuğun etkin pişmanlıkta bulunması karşısında, hakkında TCK'nın 269/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetenmemiş olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK madde 268/1 (başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması), TCK madde 267/1 (iftira), TCK madde 31/3 (çocukların cezalandırılması), Kabahatler Kanunu madde 40 (kimlik beyanı).
16. Ceza Dairesi         2016/1199 E.  ,  2016/4791 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Çocuk Mahkemesi
    Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    Hüküm : TCK"nın 268/1 maddesi delaleti ile 267/1, 31/3. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda; hakkında yakalama kararı bulunan ve bu kararın infazına engel olmak amacıyla hakkında yakalama kararı bulunan suça sürüklenen çocuğun parkta bulunduğu esnada kimlik soran polise kendisini ablası Gülüzar Yılmazoğlu olarak tanıtmaktan ibaret olduğu ve herhangi bir sahte belge düzenlenmeden gerçek durumu tespit edildiğinden, eyleminin Kabahatler Kanununun 40. maddesi kapsamında kaldığı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    3-Kabule ve uygulamaya göre de;
    17.04.2012 tarihli kolluk tutanağına göre, suça sürüklenen çocuğun mağdur hakkında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma yapılmadan kendi rızasıyla gerçek kimliğini açıklayıp etkin pişmanlıkta bulunması karşısında, hakkında TCK"nın 269/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş