Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2171 Esas 2016/4644 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2171
Karar No: 2016/4644
Karar Tarihi: 01.07.2016

Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2171 Esas 2016/4644 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Ancak, Yargıtay'ın bozma kararına rağmen atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraat etmesine karar verildi. Ayrıca, hüküm fıkrasında TCK'nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise şöyle sıralandı: TCK 289/1-1. cümle, 62, 50/1-a, 52. maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2016/2171 E.  ,  2016/4644 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
    Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma
    Hüküm : TCK"nın 289/1-1. cümle, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Her ne kadar Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16.09.2013 tarihli, 2013/6958 E. 2013/11255 K. sayılı ilamıyla, teslim amacı dışında tasarrufta bulunan sanığın unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği yönünde bozma kararı verilmişse de, TCK"nın 289. maddesine göre, “Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunulması gerektiğinin belirtildiği,
    Oluş ve dosya kapsamına göre, suça konu ... plaka sayılı aracın ... İcra Müdürlüğünün 2007/2758 sayılı icra takip dosyası kapsamında haczedilerek 17.04.2007 tarihinde yediemin sıfatıyla sanığa teslim edildiği, ancak borcun ödenmesi nedeniyle takibin sonlandırıldığı, katılanın kendi alacağına ilişkin.... İcra Müdürlüğünün 2006/13094 sayılı icra takip dosyasında kayden haczedilen aracın fiili haczini yapmak üzere hacze gittiğinde, sanığın aracın asıl sahibi olan ..."da olduğunu beyan etmesine ve fiili haczin yapılamamasına rağmen, usülune uygun düzenlenmemiş 20.08.2007 tarihli haciz tutanağında sanığın yediemin sıfatıyla imzası bulunmaması karşısında, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek beraat kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK"nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 01.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş