Resmi belgede sahtecilik - Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1829 Esas 2015/2333 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1829
Karar No: 2015/2333
Karar Tarihi: 24.06.2015

Resmi belgede sahtecilik - Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1829 Esas 2015/2333 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, Resmi Belgede Sahtecilik suçundan sanığı mahkum etmiş ancak belgenin incelenmeden ve yetersiz bir bilirkişi raporuna dayanarak hüküm verilmiştir. Ayrıca, sanığın akli dengesinin yerinde olmama ihtimali de göz ardı edilmiştir. İftira suçundan ise sanık hakkında soruşturma yapılmadığı için suç oluşmamıştır. TCK'nun 268. maddesi incelenerek açıklanmış ve Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesi bu suç için uygun bulunmuştur. Kanun maddeleri 5271 sayılı CMK'nun 74. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 32. maddesi, CMK'nun 231/7. maddesi ve TCK'nun 268. maddesi'dir.
21. Ceza Dairesi         2015/1829 E.  ,  2015/2333 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I- Sanığın "Resmi Belgede Sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1) Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, mahkumiyet hükmünün konusunu teşkil eden emanette kayıtlı suça konu nüfus cüzdanı celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması,
    2) Kabule göre de: Sanığın ağabeyi olan mağdur ..." ün, sanığın akli dengesinin yerinde olmadığını beyan etmesi karşısında; bu hususun araştırılması ile iddianın ciddi olması durumunda 5271 sayılı CMK"nun 74. maddesi uyarınca, sanığın daha önceki tedavilerine ait tıbbi bilgi ve belgelerle birlikte Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine sevk edilip, gözlem altına aldırılıp bilahare gözlem sonuçları ile birlikte 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu"na sevki ile muayenesi sağlanarak suç tarihinde 5237 sayılı TCK"nun 32. maddesi anlamında “işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" konusunda rapor aldırılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    3) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.06.2008 gün 2008/7-133- 2008/162 sayılı kararında açıklandığı üzere, koşullu bir düşme nedeni oluşturan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesenin objektif koşulların varlığı halinde, CMK"nun 231/7. maddesi uyarınca diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re"sen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    II- Sanığın "İftira" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    TCK"nun “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” başlıklı 268. maddesi “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır” şeklinde olup, işlediği bir suç nedeniyle yakalanan şüphelinin, gerçek kimliğini saklayıp kolluk kuvvetlerine; kimlik bilgilerini bildiği bir başkasının kimlik bilgilerini vermesi durumunda anılan madde hükmü uygulanacaktır. Bir başka ifadeyle; failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve onun hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması durumunda, bu maddeye göre cezalandırılacaktır. Suçun oluşması için, failin daha önce bir suç işlemiş olması veya bir suçtan aranması, kendi kimliğini vermesi halinde hakkında bu suçtan yasal işlem yapılması gerekmektedir. Hakkında herhangi bir soruşturmanın olmaması veya aranan kişilerden bulunmaması durumunda failin, bir başka kişinin kimlik bilgilerini vermesi durumunda, o kişi hakkında soruşturma yapılmamışsa sanığın eylemi iftira suçunu oluşturmayacaktır.
    İncelenen dosya içeriğine göre; suç tarihinde görevli polis memurları tarafından durumundan şüphelenilerek durdurulan sanığın, kimliği sorulduğunda polis memurlarına kardeşi Zeki" nin kimlik bilgilerini vermekten ibaret eyleminde; TCK"nun 268. maddelerinde düzenlenen suçun unsurları mevcut olmayıp, fiilinin Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasına uygun bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş