Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3335 Esas 2022/1433 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3335
Karar No: 2022/1433
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3335 Esas 2022/1433 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/3335 E.  ,  2022/1433 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma, uygulama ve incelemenin hüküm için yeterli olmadığı gibi bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, bu kapsamda hükmüne uyulan bozma ilamında Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.1989 tarihli ve 1984/199 Esas, 1989/105 Karar sayılı ilamının kapsamı dışında kalan bölümlerin zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğine değinildiği ve mahkemece yapılan uygulama ile taşınmazın (C) bölümü olarak gösterilen yerin dışında kaldığı tespit edildiği halde, usulüne uygun zilyetlik araştırması yapılmadığı gibi taşınmazın komşusunda mera parseli bulunduğu halde mera araştırması da yapılmadığı, Mahkemece yapılan uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın kuzeyinde davaya konu diğer taşınmazları kapsadığı anlaşılan davacılar ...ve ...'ın dayandığı 26.09.1953 tarihli ve 72 sıra numaralı tapu kaydının güney hududunun birleşen dosya davacısı ...'in babası "... tarlası" okumakta ise de tapu kaydının dayanağı tescil ilamına Hazine taraf olmadığından bu tapu kaydının Hazine'yi bağlamayacağı, yine ... ile davacı ... arasında görülen men'i müdahale davasında Hazine taraf durumunda bulunmadığından davacı ... yararına bulunan hüküm kısmının da Hazine aleyhine yorumlanamayacağı açıklanarak, taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve hayatta olan tespit bilirkişileri, fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, sınırda bulunan mera parselinin ve taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığının araştırılması, mahkemenin taşınmaz ve çevresi ile ilgili gözleminin tutanağa geçirilmesi, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde taşınmazların sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmesi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkilerin, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi; ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırılmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parsellerinden nasıl ayrıldığını, doğal ya da yapay bir sınır bulunup bulunmadığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parsellerinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine
    değinilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 242 ada 10 parsel sayılı taşınmaz toplam 8/16 payının ...; 8/16 payının ise davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında; taşınmazın sınırında mera bulunması nedeni ile yöntemince mera araştırması yapılması gereğine değinildiği halde, taşınmazın evveliyatı itibari ile kadim mera olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından komşu köyler halkından mahalli bilirkişi dinlenmediği gibi, tutanak tanığı ... çekişmeli taşınmazın evveliyatında mera parseli olduğunu, bu niteliğinin 1970'li yıllara kadar devam ettiğini belirttiği halde bu beyan üzerinde durulmamış, diğer taraftan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler taşınmazın tespit gününden evvelki zilyetliğine ilişkin bilgileri bulunmadığını belirtip, açıklamada bulunmadıkları halde bu beyanlara dayalı olarak karar verilmiştir. Diğer taraftan, zirai bilirkişi raporunda; taşınmazın 2. sınıf tarım arazisi olduğu, evveliyatında da işlemeli tarım yapıldığı, bitki örtüsü ve toprak yapısı itibari ile meradan ayrı özellikler taşıdığı, üzerinde mera bitkisine rastlanmadığı, güney sınırındaki meradan doğal kayalarla, batısındaki meradan ise yol ile ayrıldığını beyan edilmesine karşın, taşınmaza ilişkin fotoğraflardan bu hususun denetlenemediği gibi, taşınmazın toprak yapısı ve bitki örtüsü nedeni ile farklılaşmış olmasının, meradan açılmadığı anlamına gelmeyeceğinden mera parseli ile taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunduğunun denetlenebilir şekilde ortaya konulması gerektiği halde bu yönde de yetersiz raporlara itibar edilmiş, bir arazinin niteliği ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.
    Bu şekilde eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmaza ilişkin en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre aktarılan dava tarihi olan 1990 yılından 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilerek komşu köyler ve aynı köy halkından ayrı ayrı 3'er kişilik yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, evveliyatı imar - ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği ve özellikle komşu mera parselinin devamı niteliğinde olup olmadığı ile mera parseli ile ne şekilde ayrıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda sözü edilen tarihlere ilişkin hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığını, komşu mera parseli ile arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazın doğusunda mevcut yolun hava fotoğraflarında bulunup bulunmadığı ve güney sınırında evveliyatında yol bulunup bulunmadığını, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar- ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın kullanım biçimini, varsa zilyetliğin şekli ve süresini, toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini belirten ve sınırında bulunan taşınmazlarla arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını ortaya koyan, önceki ziraat bilirkişi raporlarını da irdeleyen, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor alınmalı; taşınmazın evveliyatının mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı düşünülmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davalı ... Belediye Başkanlığı'nın karar başlığında gösterilmemesi suretiyle 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesine aykırı karar başlığı oluşturulması dahi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/I. maddeleri gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden ... Belediye Başkanlığı'na iadesine 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş