Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9367 Esas 2022/1862 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9367
Karar No: 2022/1862
Karar Tarihi: 02.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9367 Esas 2022/1862 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İçtihat metnine göre, davacı taraf, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kaldığı ve eylemli orman olduğunu belirterek tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmesini ve taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesini talep etmiş ve dava reddedilmiştir. Ancak, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma kararı ile birlikte yapılan incelemeler sonrasında, dava konusu taşınmazın tapusunun oluşturulduğu 1959 yılı itibariyle orman vasfını taşımadığı ve kısmen orman ağaçları oluştuğu belirlenmiştir. Bu nedenle, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesi taleplerinin kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, kayyımın halen görevde olup olmadığının araştırılması ve yeni parsel bilgileri esas alınarak davanın yeniden görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri, 3116 Sayılı Kanun, 5653 Sayılı Kanun, 1961 Yılında Kesinleşen Genel Arazi Kadastrosu, 1744 Sayılı Kanun, 6831 Sayılı Kanun'un 3302 Sayılı Kanun'la Değişik 2/B Maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1. Maddesi olarak belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/9367 E.  ,  2022/1862 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... İli ... İlçesi ... Mahallesinde; 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma işlemi, 1961 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 23.11.1982 yılında ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanun'a göre ilk tahdidin aplikasyonu, 17.01.1994 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun'la değişik 2/B madde uygulaması ile 2018 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan EK-1 uygulaması vardır.
    Yörede yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında 115 parsel sayılı taşınmaz, 12.255,00 m2 yüzölçümü ile tarla niteliğiyle senetsizden ölü ... oğlu ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiş olup, tapuda ... lehine kamulaştırma şerhi vardır.
    Davacı ... Yönetimi, 27.02.2013 tarihli dava dilekçesiyle, çekişmeli 115 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptal edilerek, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili, taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesi ve davalıların bu yere yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu ... mahallesi, 115 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi talebinin reddine dair verilen karar, davalılar kayyumu tarafından esasa ve vekalet ücretine yönelik, davacı ... Yönetimi vekili tarafından ise taşınmazdaki kamulaştırma şerhinin silinmemesi yönünden temyiz edilmiş; hüküm, ... (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 03.12.2015 tarihli ve 2015/9612-12239 sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında ... lehine kamulaştırma şerhi bulunduğu halde davaya dahil edilmeden hüküm kurulduğu ve dosyada kroki niteliğinde örneği bulunan orman kadastro haritasındaki çekişmeli taşınmazı ilgilendiren ... hattı ile uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapora ekli haritada gösterilen hat arasında açı, eğim, mesafe bakımından benzerlik bulunmadığı, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı, taşınmazın tamamı orman yapıldığı halde ormanlar üzerinde şerh bulunamayacağından tapu kaydında bulunan kamulaştırma şerhinin silinmediği, davacı ... Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebi reddolunduğu halde bu kısım yönünden vekille temsil olunan davalı ... oğlu ... mirasçıları kayyımı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği hususlarına değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın tapusunun oluşturulduğu 1959 yılı itibariyle taşınmazın orman vasfını taşımadığı, 1976'lı yıllarda bitişikteki ormandan gelen tohumların ağaçlanmasıyla bozma sonrası aldırılan raporda kısmen (A) ve (B) harfiyle gösterilen yerlerde orman ağaçlarının oluştuğu, taşınmazın eski tapu kaydına üstünlük tanındığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili bozma sonrası aldırılan 16.06.2017 havale tarihli raporda (A) ve (B) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden temyize gelmiştir.
    Dava kesinleşmiş tahdide ve eylemli orman iddialarına dayalı, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili, taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesi ve davalıların bu yere yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemlerine ilişkindir.
    1.Mahkemece aldırılan 16.06.2017 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 3.655,39 m2'lik kısım ile (B) harfiyle gösterilen 39,03 m2'lik kısmın kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı bildirildiğine göre, bu kısımlar yönünden taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesi taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır.
    2.3561 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. Mallar üzerindeki yönetim görevi sona erinceye kadar, yönetim kayyımı tayin edilen en büyük mal memuru yerine vekâlet eden veya atanan kimse de bir karara gerek kalmadan o makama tayin edilmiş sayılır.
    Somut olayda, eldeki davada ... oğlu ... mirasçılarını temsil için atanan kayyım ... Mal Müdürü ...'ın görevine devam edip etmediği Mahkemece araştırılmaksızın yargılama sonuçlandırılmıştır. Buna göre Mahkemece ...'ın halen görevine devam edip etmediğinin araştırılması, etmediğinin tespiti halinde yeni kayyımın davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
    3. Resen UYAP ortamında alınan güncel tapu kaydının incelenmesinden, dava konusu 115 parsel sayılı taşınmazın 14.11.2018 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1. maddesi gereğince yapılan yüz ölçüm ve cins değişikliği işlemleri uygulaması kapsamında 110 ada 65 parsel olarak tescil edildiği anlaşıldığına göre Mahkemece dava konusu taşınmazın yeni parsel bilgileri esas alınarak davanın görülmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş