

Esas No: 2021/11325
Karar No: 2022/2855
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11325 Esas 2022/2855 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/11325 E. , 2022/2855 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., ... İlçesi Yukarı ... Köyü 109 ada 184 parsel, 109 ada 197, 198 ve 114 ada 181 parsel sayılı taşınmazların, çocukları olan, davalılar ... ve ... adına tespit gördüğünü, tespitin hatalı olduğunu, dava konusu parsellerin kendisi tarafından kullanıldığını belirterek, dava konusu parsellerin kullanıcılarının iptali ile kullanıcı olarak kendisinin yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu yeri 1989 yılından beri kendisinin kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, yargılama sırasında davayı kabul etmiş, ayrıca davacı bu davalı hakkındaki davadan feragat ettiğini belirtmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.07.2014 tarihli ve 2014/7296 Esas, 2014/9462 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında özetle "taraf tanıklarının beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, beyanları hükme esas alınan yerel bilirkişilerden -taraflar arasındaki irsi ilişki gözetilerek- davalıların taşınmazlardaki kullanımlarının davacı babalarının izni ve muvafakati ile fer'i zilyet sıfatıyla mı yoksa başka bir hukuki sebebe dayalı olarak kendi adlarına mı sürdürdükleri hususunda ayrıntılı ve somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmadığı belirtilerek; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, davacı ve davalılar arasındaki yakın irsi bağ gözetilerek davalıların kullanımlarının asli zilyet sıfatıyla mı yoksa davacının izni sonunda fer'i zilyet sıfatıyla mı olduğu hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanlar arasında aykırılık halinde çelişkinin giderilmeye çalışılması, ayrıca karar tarihinden sonra dosyaya ibraz edilmiş olan ... imzalı 27.03.2013 tarihli dilekçenin doğru olup olmadığı ve altındaki imzanın adı geçenin kendisine ait olup olmadığı konusunda beyanlarının kimlik tespiti eşliğinde alınması, oluşacak sonuca göre davalının kabul beyanında bulunduğu değerlendirildiği takdirde 6100 sayılı HMK'nin 310. maddesi gözetilerek kabulün hukuki sonuçlarına göre değerlendirme yapılması, bunun yanı sıra sözü edilen bu dilekçe üzerinde imzası bulunan tanıkların da ortaya çıkan bu yeni durum ve dilekçedeki beyanları doğrultusunda yeniden dinlenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü, ... Mevkiinde kain 109 ada 184 parsel sayılı taşınmazın daha önce adına zilyetlik şerhi bulunan ...'e davanın devamı sırasında 6292 sayılı Yasa gereğince satılıp ... adına tescil edildiğinin anlaşılmasına göre; ... adına tescil edilen ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 109 ada 184 parsel sayılı taşınmazda ... oğlu ... ... ...'in dava tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 114 ada 181 parsel sayılı taşınmazın daha önce adına zilyetlik şerhi bulunan ...'e davanın devamı sırasında 6292 sayılı Yasa gereğince satılıp ... adına tescil edildiğinin anlaşılmasına göre; ... adına tescil edilen ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 114 ada 181 parsel sayılı taşınmazda ... oğlu ... ... ...'in dava tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 109 ada 197 parsel sayılı taşınmazın daha önce adına zilyetlik şerhi bulunan ...'e davanın devamı sırasında 6292 sayılı Yasa gereğince satılıp ... adına tescil edildiğinin anlaşılmasına göre; ... adına tescil edilen ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 109 ada 197 parsel sayılı taşınmazda ... oğlu ... ... ...'in dava tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 109 ada 198 parsel sayılı taşınmazın daha önce adına zilyetlik şerhi bulunan ...'e davanın devamı sırasında 6292 sayılı Yasa gereğince satılıp ... adına tescil edildiğinin anlaşılmasına göre; ... adına tescil edilen ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde kain 109 ada 198 parsel sayılı taşınmazda ... oğlu ... ... ...'in dava tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 184, 197, 198 ve 114 ada 181 parsel sayılı sırasıyla 7.863.27, 5.631.22, 1.056.22, 10.719,43 m2 yüzölçümündeki taşınmazların, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, davacı "... ... ...'in kullanımındadır" şerhi yazılarak tutanak düzenlendiği, itiraz üzerine komisyonca dava konusu 109 ada 184 parsel sayılı taşınmaz için davalı ... kullanımında olduğu, 109 ada 197, 198 ve 114 ada 181 parsel sayılı taşınmazların ise davalı ... kullanımda olduğu şerhi yazılarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacı ... ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adının kullanıcı olarak yazılması istemi ile eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında, davacı ... ...’in vefat etmesi nedeni tereke temsilcisi ile davaya devam edildiği, dava konusu taşınmazların, 24.12.2013 ve 07.11.2013 tarihlerinde, lehlerine kullanım şerhi bulunan davalılar ... ve ...’e 6292 sayılı Kanun uyarınca satıldığı, davacının 27.12.2017 tarihli celse de şerhe ilişkin davanın konusuz kaldığı davaya zilyetlik tespit yönünden devam edilmek istendiğini belirttiği, Mahkemece de zilyetliğin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na 5831 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sonucunda düzenlenen kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu nitelikteki davaların görülebilmesi için kullanım kadastrosuna tabi tutulan taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde bulunması gerekir. Eldeki davada, çekişmeli taşınmazlar, dava tarihinde Hazine adına kayıtlı olmakla birlikte, yargılama sırasında 24.12.2013 ve 07.11.2013 tarihlerinde, lehlerine kullanım şerhi bulunan davalılar ... ve ...’e 6292 sayılı Kanun uyarınca satılmış ve böylelikle taşınmazlar Hazinenin mülkiyetinden çıkmıştır. Taşınmazların davalılar adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle artık şerhe yönelik dava konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, davacı ... ...’in taşınmazlarda dava tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
