

Esas No: 2021/3385
Karar No: 2022/2847
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3385 Esas 2022/2847 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3385 E. , 2022/2847 K.Özet:
Kadastro Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda davanın reddine karar verilmiş ancak davacıların temyiz başvurusu sonucunda dosya incelenerek kararın yetersiz olduğu belirlenmiştir. Çekişmeli taşınmazların kim tarafından, ne sebeple, ne zamandan beri kullanıldığı belirlenmediği için yeniden keşif yapılması gerekmektedir. Fen bilirkişisi, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıkların açıklamalarına göre taksim yapılıp yapılmadığına karar verilecek ve sonuçlandırılacaktır.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi
- HUMK'un 440/I maddesi (Karar düzeltme istemi)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 160 ada 8, 163 ada 2, 8, 169 ada 6, 173 ada 5,7, 204 ada 5 parsel sayılı sırasıyla 891,15, 3037,65, 1029,90, 1774,87, 1297,79, 6480,38, 961,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek ... oğlu ..., 170 ada 4 parsel sayılı 5077,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ½ payı aynı nedenlerle ... oğlu ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların 1919 tarihinde ölen ... oğlu ...’ten intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.
Gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda bilirkişi ve tanıkların çekişmeli taşınmaz başında dinlenmesi zorunlu bulunduğundan taşınmaz mahallinde keşif yapılması gerekli bulunmaktadır. Keşfin kendisinden beklenen amaca ulaşabilmesi için ise yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının her birinin her bir çekişmeli taşınmaz başında ayrı ayrı alınması gerekmektedir. Ancak Mahkemece bu kurala uyulmaksızın, çekişmeli taşınmazlar ayrı ayrı gezildikten sonra toplu olarak beyanlar alınmış olup bu uygulama ile keşfin usulüne uygun yapıldığından söz edilemez. Öte yandan dinlenen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişilerin uyuşmazlığa ilişkin beyanları soyut ve yetersiz olup, çekişmeli taşınmazların kim tarafından, ne sebeple, ne zamandan beri kullanıldığı belirlenmemiş ve soyut beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmazların başında yeniden keşif yapılmalı, fen bilirkişisi, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdiği tüm tanıklar yöntemine uygun şekilde iddia ve savunmalar doğrultusunda dinlenilmeli, bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların kime düştüğü, buna karşılık diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, taksimin geçerli olabilmesi için tüm mirasçılara eşit şekilde paylaştırılmasının zorunlu olmadığı ve nizasız şekilde devam eden uzun süreli kullanımın taksime karine teşkil edebileceği bilinmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’nin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
