

Esas No: 2021/10179
Karar No: 2022/2891
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/10179 Esas 2022/2891 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/10179 E. , 2022/2891 K.Özet:
Taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili için açılan davada, mahkeme çekişmeli taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar vermiştir. Ancak davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bunun üzerine davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kararı temyiz edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda, çekişmeli taşınmazın makiye tefrik edilip edilmediği, 4753 sayılı Kanun uyarınca tevzi yolu ile dağıtılarak tapuya bağlanıp bağlanmadığı noktasında bir belirleme bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkeme, daha önceki keşifte yer almayan bir fen elemanı ve bir orman mühendisi bilirkişi ile yöreyi iyibilen yaşlı, tarafsız mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmasını önermektedir. Yukarıda bahsedilen kararda, orman vasfıyla ilgili olarak 3116 sayılı Orman Kanunu'nun 5653 sayılı Kanun ile değişik 1/e maddesine göre çıkarılan “Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tespitine Ait Yönetmelik” ile özel kanunlar gereğince
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı ...Ş vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş olup, bu kez davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... İdaresi vekili 29.03.2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 30 parsel sayılı 14.035 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla davalı ...Ş adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu, öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptaline ve orman vasfıyla Hazine adına tesciline, beyanlar hanesinde yer alan şerhlerin terkinine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, esasa ilişkin istinaf taleplerinin reddine, 7139 sayılı Kanun’a aykırı olarak Orman İdaresi aleyhine harç yüklenmesi sebebiyle kararın kaldırılarak diğer hususlar aynı kalmak kaydı ile Orman İdaresinin yatırdığı başvuru ve karar harçlarının istek halinde iadesine şeklinde hüküm tesisine karar verilmiş ve ... bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın, kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı ve makiye tefrik edilerek dağıtılan alanlardan olmadığı, öncesi ve eylemli halde de orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve istinaf incelemesi sonucunda da Bölge Adliye Mahkemesince benzer gerekçelerle davalı vekilinin esasa yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; bilindiği üzere, ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 22.03.1996 tarih ve 1993/5 Esas, 1996/1 Karar sayılı içtihadında, 3116 sayılı Orman Kanunu' nun 5653 sayılı Kanun'la değişik 1/e maddesine göre çıkarılan “Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tespitine Ait Yönetmelik” ile bu Yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonlarının yasal olduğu ve yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğu kabul edilmiş ve söz konusu komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında özel kanunlar gereğince oluşturulan tapular da yasal prosedüre uygun ve geçerli olduğundan bu tapulara değer verileceği hüküm altına alınmıştır. Yine, ... İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30.04.2010 tarih ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı içtihadında da, maki komisyonlarınca 5653 sayılı Kanun'a göre yapılarak kesinleşen ve özel kanunlar gereğince tapu kaydı oluşan taşınmazlar hakkında 1993/5 Esas ve 1996/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararının uygulanmasına devam olunacağı ifade edilmiştir.
Dosya kapsamına ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın tamamının 3116 sayılı Kanun uyarınca 1948 yılında yapılan orman tahdidinde orman tahdit hattı içinde kaldığı, 24.10.2013 tarihinde ilan edilen aplikasyon, henüz sınırlandırması yapılmayan ormanların kadastrosu ve 2/B çalışmasında da konumunda değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda, yörede 1951 yılında 5653 sayılı Kanun gereğince maki tefriki çalışmalarının yapıldığından ve devamında 4753 sayılı Kanun gereğince toprak tevzi çalışmaları yapılarak dağıtılan sahaların kısmen tapuya bağlandığından söz edilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın makiye tefrik edilip edilmediği, 4753 sayılı Kanun uyarınca tevzi yolu ile dağıtılarak tapuya bağlanıp bağlanmadığı noktasında bir belirleme bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, 1993 yılında yapılan tesis kadastrosunda, Şubat 1953 tarih ve 136 sıra nolu tapu kaydı dayanak gösterilerek dava dışı ... Yavaş adına tespit edilmiş olup tutanağın edinme sebebinde taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca 36 nolu Toprak Tevzi Komisyonunca dağıtıldığından bahsedilmiştir. Ne var ki; Mahkemece, tespite esas alınan tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Müdürlüğünden getirtilmemiştir. Dosyadaki tapu kaydına göre ise, taşınmazın cebri satış sonucu davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.03.1996 tarih ve 1993/5 Esas, 1996/1 Karar sayılı içtihadının temyize konu dosyada uygulanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında tereddüt meydana gelmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle kadastro tespitine esas alınan Şubat 1953 tarih ve 136 sıra numaralı tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte ilk tesisinden itibaren sıra izler biçimde ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtilmeli, yörede maki tefriki çalışmalarının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise maki tefrikinin daha sonradan iptal edilip edilmediği Orman İdaresinden sorularak gerekli tüm belgeler celp edilmeli, bundan sonra mahallinde, daha önceki keşifte yer almayan bir fen elemanı ve bir orman mühendisi bilirkişi ile yöreyi iyibilen yaşlı, tarafsız mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın makiye tefrik edilen yerlerden olup olmadığı, makiye tefrik edilmiş ise özel kanunlar uyarınca dağıtılarak tapuya bağlanıp bağlanmadığı, tespite esas alınan Şubat 1953 tarih ve 136 sıra nolu tapu kaydının bu nitelikte olup olmadığı belirlenmeli, söz konusu tapu kaydı taşınmazın makiye tefriki sonucu özel kanunlar uyarınca oluşmuş ise, çekişmeli 118 ada 30 sayılı parseli kapsayıp kapsamadığı sınırları keşifte hazır bulunanlardan sorulmak ve fen bilirkişi raporunda da gösterilmek suretiyle belirlenmeli, tüm bu araştırmalardan sonra dava konusu taşınmazın tamamının tevzi tapusu kapsamında kaldığı ve maki komisyonunca 5653 sayılı Kanun'a göre belirlenip 4753 sayılı Kanun gereğince tapuya bağlandığı anlaşılırsa tapuya güven ilkesi ve ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 22.03.1996 tarihli ve 1993/5 Esas, 1996/1 Karar sayılı içtihadı uyarınca davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK'nin 373/2. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
