Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3661 Esas 2022/3342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3661
Karar No: 2022/3342
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3661 Esas 2022/3342 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/3661 E.  ,  2022/3342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R

    Kadastro sırasında Devrek İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 1, 3, 5 ve 113 ada 2 ve 4 parsel sayılı sırasıyla 7.934,56, 7.691,79, 11.089,03, 4.218,17, 1.854,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Devrek Çayının yatak değiştirmesi sonucu oluşan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli 112 ada 1, 3, 5 ve 113 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, tutanakların beyanlar hanesinde 3303 sayılı Yasa gereğince yazılı şerhin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazların aktif ve pasif dere yatağında kalmadığı, davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğrafından yararlanılmamış, tarım teknikeri raporunda çekişmeli taşınmazların keşif tarihi itibariyle mevcut olan tarımsal niteliği açıklanmış ve Mahkemece ehil olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen bu rapora itibar edilmiş, jeolog bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların güney sınırında bulunan Devrek Çayının kenarlarına sedde oluşturulduğu bildirilmiş olduğu halde, taşınmazların derenin etkisinden kurtulup kurtulmadığı, kurtulmuş ise hangi tarihte kurtulduğu da açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazlara ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 1 fen elemanı, 3 ziraat mühendisi, 3 kişilik jeoloji mühendisi bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde ve ne zamandan beri sürdürüldüğü, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazların kullanımın ara verilip verilmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; jeolog bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazların güney sınırında bulunan dere yatağından kazanılıp kazanılmağını, halen kısmen ya da tamamen aktif dere yatağında kalıp kalmadıklarını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadıkları, DSİ tarafından yapılan seddenin taşınmazlar üzerindeki etkisini de açıklayan nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazların imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazlar üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazların kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişinin raporunu irdeleyen ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerini, sınırlarını ve taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazların uydu fotoğrafları üzerindeki konumunun gösterilmesi istenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile denetlenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
    06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş