Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9446 Esas 2022/3470 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9446
Karar No: 2022/3470
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9446 Esas 2022/3470 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/9446 E.  ,  2022/3470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kesinleşen Orman Tahdidine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil ve Müdahalenin Men'i

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden verilen karar daha önce onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müdahalenin men'ine yönelik talebinin ise reddine karar verilmiş olup; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı ... İdaresi vekili, ... ili Aliağa ilçesi ... Köyü 41 ada 17 ve 61 ada 4 parsel sayılı sırasıyla 27.407 m2 ve 25.030 m² yüzölçümündeki arsa vasıflı taşınmazların, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek, orman kadastro sınırları içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ve davalının müdahalesinin men’ine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece verilen, davanın kabulü ile 41 ada 17 parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 26.832,62 m²'lik ve 61 ada 4 parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 2.341 m²'lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile söz konusu kısımlara ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin önceki hükmün, davacı ... İdaresi ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinin 21.01.2014 tarihli ve 2013/9213 Esas, 2014/844 Karar sayılı ilamıyla; “3116 sayılı Kanun'a göre yapılan orman kadastro çalışma tutanaklarının ve haritasının incelenmesinde; orman sınırının kuzey doğuyu takip ettiği, bilirkişilerce yapılan uygulamada ise orman kadastro sınırının güney doğuya, şahıs taşınmazları içine çekildiği, 3116 sayılı Kanun'a ve daha sonraki yıllara ait haritaların ayrı ayrı uygulanmadığı, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı açıklanarak, belirtilen eksikliklerin giderilerek denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde, davacının davasının kabulü ile ... ili Aliağa ilçesi ... Köyü 41 ada 17 parselde kayıtlı taşınmazın, 20.05.2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda A harfi ile gösterilen 26.823,45 m2'lik kısmı ile aynı yer 61 ada 4 nolu parselin aynı raporda A harfi ile gösterilen 2.348,18 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ayrı ayrı parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaza yönelik davalının müdahalesinin men'ine karar verilmiş, hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinin 24.10.2017 tarihli ve 2016/3319 Esas, 2017/8301 Karar sayılı ilamıyla; "davalı Hazinenin tapu iptal ve tescile yönelik temyiz itirazlarının reddine, kararın bu yönden onanmasına karar verildikten sonra, men’i müdahaleye yönelik temyiz itirazları yönünden ise, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazların davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemeyeceği açıklanarak, müdahalesinin men'ine karar verilemesinin isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafın tapu iptal ve tescil talebi yönünden mahkemenin 2014/97 Esas, 2015/197 Karar sayılı ilamı onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müdahalenin men'ine yönelik talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    HMK’nin 326/1 ve 332/1.maddeleri gereği; vekille takip edilen davalarda, kanun gereğince takdir edilecek vekalet ücretine mahkemece re’sen hükmedilecek, yine kanunda yazılı haller dışında vekalet ücretinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilecektir. Diğer yandan; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesine göre ise; tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenecek, ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyecektir. Bu doğrultuda, Mahkemece davacının men’i müdahaleye yönelik davası yönünden red kararı verildiği göz önüne alındığında; yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince; davalı Hazine lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 2.180 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan “ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin çıkartılarak yerine “davacının men’i müdahaleye yönelik talebi reddedildiğinden ve davalı taraf davada kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’un 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 07.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş