

Esas No: 2021/10334
Karar No: 2022/3471
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/10334 Esas 2022/3471 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/10334 E. , 2022/3471 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Müdahalenin Önlenmesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ... İdaresi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bunun üzerine hüküm; davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiş. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu ve temyiz harcının yatırılmadığınan bahisle temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar verilmiş olup, ek karar davacı ... İdaresi vekilince temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... İdaresi vekili 21.05.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... İli Altınova İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 12 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın 3116 sayılı Kanun'a göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde iken makiye tefrik edildiğini ve 4753 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toprak tevzii komisyonu tarafından dağıtımının yapıldığını, taşınmazın eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu, ancak 22.04.2013 tarihinde ilan edilen aplikasyon, orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmasına göre orman sınırları dışında bırakıldığını, orman sınırları dışında bırakılan taşınmazın tamamının eğiminin %12’den fazla olduğunu, toprak muhafaza karakteri taşıdığını, üzerinde herhangi bir zirai faaliyette bulunulmadığını ve halen eylemli durumu itibariyle devlet ormanı niteliğini haiz olduğunu, 4753 sayılı Kanun amacına uygun kullanılmadığını ve toprak tevzii komisyonlarınca dağıtımının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 56 no’lu OKK tarafından 3302 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastro çalışmasının iptaline, 12 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, davalının müdahalesinin men’ine, taşınmazın tapu kaydı üzerinde üç kişi ya da kurumlar lehine şerh varsa terkinine karar verilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince; davacı ... Müdürlüğünün açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazın 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca taşınmazın tamamının orman sınırları dışına çıkarılmasına ilişkin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının kısmen iptali ile taşınmazın bilirkişiler ... Budak, ... ... ve ... ...'nun 13.08.2015 tarihli rapor ve krokilerinde (B) harfi ile belirtilen yeşil renge boyalı 3.917,41 m2’lik kısmının devlet ormanı sınırları içine alınmasına, tapu iptal ve tescil ile müdahalenin men’i istemi yönünden davanın tefriki ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, tahdide itiraz istemine ilişkin hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, tapu iptal ve tescil ile müdahalenin men’i istemi yönünden ise verilen görevsizlik kararı uyarınca dava dosyasının gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesinde temyize konu eldeki dosyada yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 12 parsel sayılı taşınmazın 06.01.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda B rumuzu ile gösterilen 3.917.41 m²lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile eylemli orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından reddedilen bölüm yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; ... Kadastro Mahkemesinin 14.10.2015 tarihli ve 2013/150 Esas 2015/149 Karar sayılı kesinleşmiş kararının taraflar arasında kesin delil niteliğinde olduğu belirtilerek, buna göre kurulan hükmün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin temyiz talebi, Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararıyla; dava dilekçesinde, dava değerinin 10.000 TL olarak gösterildiği, yargılama süresince mahkemece başkaca bir değer tespit edilmediği gibi, taraflarca da farklı dava değeri bildirilmediği, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri nazara alındığında değer ve miktarı 41.530 TL’yi geçmeyen Bölge Adliye Mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağı, ayrıca davacının temyiz harcını da yatırmadığı gerekçeleriyle reddedilmiş, bu defa davacı ... İdaresi vekilince Bölge Adliye Mahkemesi ek kararı temyiz edilmiştir.
Anayasanın 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile ... yargılanma hakkına sahiptir. Mahkemeye erişim ..., Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme ... güvence altına alınmıştır. Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma ..., ... yargılanma ... kapsamındadır.
28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ... yargılanma ... kapsamındaki mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma ..., hukuk güvenliği ile hukuki belirlilik ilkesi, 28.07.2020 tarihli ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi karşısında, tereddüte yol açan usul kurallarının hakkaniyete halel getirecek kadar aşırı şekilci olarak uygulanmaması ve adalet duygusunun rencide edilmemesi gerektiği de gözetildiğinde, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 12.04.2018 tarihli ve 2018/165 Esas, 2018/208 Karar sayılı ilamına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilmelidir. Ayrıca temyiz dilekçesinin verildiği tarihten önce, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile ..., 02.07.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre alınan harçlardan muaf tutulduğundan, davacı ... İdaresi temyiz harcı ödemekle mükellef değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesinin 07.06.2018 tarihli ve 2018/165 Esas, 2018/208 Karar sayılı ek kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, ek kararın kaldırılmasına karar verilerek esas yönünden temyiz incelemesi yapılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, taraflar arasında kesinleşen ... Kadastro Mahkemesinin 2013/150 Esas, 2015/149 Karar sayılı ilamı ile dava konusu yerin bir kısmının tahdit içine alınmasına, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca Orman İdaresi'nden harç alınmasına yer olmadığına, 07.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
