Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/25750 Esas 2012/28060 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/25750
Karar No: 2012/28060
Karar Tarihi: 24.12.2012

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/25750 Esas 2012/28060 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında sanıkların mahkumiyetine karar verilmiştir. Temyiz aşamasında, suçun sanıklar tarafından işlendiği kabul edilmiştir. Ancak, yargılama giderlerinin müteselsilen değil ayrı ayrı alınması ve mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanırken cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin de uygulanması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Bu karar ile birlikte, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca hüküm giyen sanıklar hakkında hak yoksunluğu kararı da verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereği TCK'nın 58. maddesinden sonra \"sanıklar hakkında cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması\" cümlesinin eklenmesi, yargılama giderleri ile ilgili bölümden \"müteselsilen\" ibaresinin çıkartılarak yerine \"ayrı ayrı\" ibaresinin eklenmesi önerilmiştir. Kanunların belirtilen maddeleri yukarıdaki metinde detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2011/25750 E.  ,  2012/28060 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    5271 sayılı CMK"nın 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa ile değişik 150/3 ve 26.12.2006 tarihli Ceza Genel Kurulu’nun 2006/8-317 E. ve 2006/319 sayılı Kararına göre, daha önce üst sınırı en az 5 yıl hapis cezasını gerektiren suçlarda zorunlu savunman atanması öngörülmüş iken, değişiklikten sonra bu zorunluluk alt sınırı 5 yıl ve daha fazla ceza gerektiren suçlardan yargılanan sanıklarla sınırlandırıldığı, sanığa 5271 sayılı Yasanın 147, 191. maddelerindeki tüm hakları hatırlatıldığı ve sanığın savunmasının alındığı 23/09/2005 tarihli celsede müdafii huzurunda savunma yaptığının anlaşılması karşısında sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı nazara alınarak tebliğnamedeki “1” numaralı bozma isteyen düşünce ile ,
    Dosyada mevcut, Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 22/03/2010 tarih, 2007/1925 Esas, 2010/2871 karar sayılı iade kararı gereğince gerekçeli kararın hükmü temyiz etme yetkisi bulunduğu belirtilen şikayetçiye usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve şikayetçinin kararı temyiz etmediği anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma isteyen “3” numaralı düşünce benimsenmemiştir.
    Kasıtlı suçtan hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Suçu birlikte işleyen sanıklardan yargılama giderlerinin dayanışmalı yerine yazılı şekilde müteselsilen alınmasına karar verilmesi,


    2- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilirken, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına da karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, TCK"nın 58. Maddesinin uygulandığı bölümden sonra gelmek üzere “sanıklar hakkında cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi; yargılama giderlerine ilişkin bölümden ise “müteselsilen’’ ibaresi çıkartılarak yerine “ayrı ayrı” ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/12/2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş