

Esas No: 2021/3835
Karar No: 2022/3924
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3835 Esas 2022/3924 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3835 E. , 2022/3924 K.Özet:
İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davanın sonucunda Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın bir bölümündeki kullanım şerhinin davacı lehine düzenlenmesine karar verilmiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi bu kararı reddetmiştir. Kararda, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin Hazine adına kaydedilmesi için kullanım kadastrosu yapılarak fiili kullanıma göre tescil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle daha önce beyan hanesinde yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün de ilgilileri adına Hazine adına tescil edilebilmesi mümkündür. Bölge Adliye Mahkemesi bu nedenle kararını yanlış vermiştir ve dava dosyasının yeniden incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi
- 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesi
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :
Taraflar arasında ... Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İli Ümraniye İlçesi Elmalıkent Mahallesi çalışma alanında bulunan 177 ada 1 parsel sayılı 116,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe ve üzerindeki 4 katlı bina 1998 yılından beri Hasan evladı ...'nun fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir.
Davacı ..., 177 ada 1 sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve kullanım kadastrosu sonucunda paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığını, taşınmaz bölümünün kendi zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 177 ada 1 parsel sayılı davalı Hazine adına kayıtlı bahçe niteliğindeki taşınmazın doğusunda bulunan tespit harici bırakılan bilirkişilerin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 106,09 metrekarelik bölümünün taşınmaza eklenmesi, (B) harfi ile gösterilen 37,39 metrekarelik bölümünün ise 177 ada 1 parselden ifrazı ile dava konusu taşınmazın yüzölçümümün 221,87 metrekare olarak düzeltilerek davalı Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine taşınmazın ve üzerindeki 4 katlı binanın "1998 yılından bu yana davacı "Hasan oğlu ...'nun fiili kullanımında olduğunun" şerh edilmesine karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, bu kez de davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, kullanım kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümü hakkında kadastro tutanağının düzenlenmediği ve yol olarak tescil harici bırakıldığı, kullanım kadastrosu yapılmayan yer hakkında idarenin yerine geçerek kullanım kadastrosu yapacak şekilde karar verilemeyeceği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, 6831 Orman Kanunu'nun 11. maddesinin 4. fıkrasında, "(Değişik dördüncü fıkra: 26.02.2014-6527/1 md.) Kadastrosu yapılıp kesinleşen Devlete ait ormanlar orman vasfı ile, 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarılan yerler ise kaydında belirtme yapılarak hâlihazır vasfı ile; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle, en geç üç ay içinde hiçbir harç ve bedel alınmaksızın Hazine adına tapu kütüklerine kaydedilir." hükmüne; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesinde ise, "6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanun'la değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.6.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanun'larla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan her iki yasa maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, hali hazır vasfı ile Hazinenin mülkiyetinde olacağı, ancak fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği anlaşılmaktadır. Kullanım kadastrosunun yapılmasının amacı, fiili kullanıma göre kadastro parseli oluşturulması ve taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen kullanan kişilerdir. Kadastro komisyonlarının, 2/B alanlarında kadastro parselleri oluştururken fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsel oluşturması gerekir.
Somut olaya gelince; hükme esas alınan 26.02.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda, davaya konu (A) ile gösterilen 106,09 metrekarelik taşınmaz bölümü, tapuya tescilli olmasa da yasa gereği Hazinenin mülkiyetindeki 2/B parseli içerisinde kalan ancak paftasında yol olarak gösterilen yerdir. Bu nitelikteki taşınmazların da şartları oluştuğunda Hazine adına tescil edilmek suretiyle ilgilileri adına beyanlar hanesinde kullanım şerhi verilebilmesi mümkündür. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
