3. Hukuk Dairesi 2010/2235 E. , 2010/2800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de, HUMK"nun 438.maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından duruşma talebinin reddine karar verildi.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının Almanya"da çalıştığını, 17 yıldır evine uğramadığını, evini terk edip başka kadınla yaşadığını belirterek aylık 1.000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile aylık 1.000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından ve tanık beyanlarından davalının Almanya"da işçi olarak çalıştığı dönemde başka kadınla birlikte olması nedeni ile tarafların ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır.
TMK"nun 197.maddesi uyarınca, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md.186/son).
Davada, davacı kadının eşine ait evde oturduğu, çalışmadığı, ev kirası geliri olduğu, davalının ise Almanya"dan emekli olup, 898 EURO emekli maaşı aldığı, Antalya"da evi bulunduğu ve özürlü olduğu tesbit edilmiştir.
Bu durumda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre davalının ödeme gücünü zorlayacak şekilde fazla tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, TMK"nun 4.maddesi gereğince “hakkaniyet” ilkesi dikkate alınarak uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.