

Esas No: 2021/3575
Karar No: 2022/4460
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3575 Esas 2022/4460 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3575 E. , 2022/4460 K.Özet:
Davalı Hazine'nin 2-B Şerhi Yazılması Talebi üzerine açılan davada, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup olmadığı tartışılmıştır. Mahkeme, çekişmeli taşınmazın tapu kaydına \"6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan yerlerdendir\" şerhinin yazılmasına karar vermiştir. Ancak, detaylı incelenen dosya kapsamından ve diğer dosyalardaki bilirkişi raporlarından, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, Mahkeme kararı temyiz edilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar kaldırılmış ve ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirleme hukuken kesin hüküm olarak değerlendirilememiştir. Sonuç olarak, Mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Kanunu, 2. madde
- 3116 sayılı İskan Kanunu
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : 2-B Şerhi Yazılması Talebi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucunda, ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi (eski ... Köyü) 1237 parsel sayılı taşınmaz, arsa vasfı ile hükmen Hazine adına tescil edilmiş, 2011 yılında yapılan uygulama kadastrosu sonucunda 28129 ada 1 parsel numarasını almıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın Kadastro Mahkemesi kararıyla 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tescil edildiğini ve taşınmazın kendi kullanımında olduğunu belirterek, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan yerden olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılması ve kendi adına kullanıcı şerhi verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 28129 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan yerlerdendir" şerhinin yazılmasına, zilyetliğin tapu kaydına şerhi talebinin reddine karar verilmiş, davalının istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde çekişmeli 28129 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına “6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan yerlerdendir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş ise de, tüm dosya kapsamından ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki bilirkişi raporları ve tahdit evraklarından, çekişmeli 28129 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 numaralı hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun'un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
Hal böyle olunca; davanın tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde bu talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin 18.10.2019 tarihli ve 2019/481 Esas, 2019/722 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
