

Esas No: 2021/11394
Karar No: 2022/4703
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11394 Esas 2022/4703 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/11394 E. , 2022/4703 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı ...'ın davasının kabulüne, davacı ...'nin davasının reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Mahkemece 24.06.2016 tarihli ek karar ile davalı ... mirasçıları ... ve ... yönünden vekillerinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi ve bu kez ek kararın davalı ... mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Kars İli Merkez İlçesi İstasyon Mahallesi çalışma alanında bulunan 826 ada 79, 80, 81 ve 82 parsel sayılı 18.623,00; 11.412,00; 9.975,00 ve 7.106,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeni ile kadastro tutanağında gösterilen payları oranında ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilen davacı ..., 826 ada 79, 80, 81 ve 82 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacı ..., 826 ada 79, 80 ve 82 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak kayıt miktar fazlasının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı Hazinenin 826 ada 79, 80 ve 82 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davasının reddine, davacı ...'ın davasının kabulüne, 826 ada 79, 80, 81 ve 82 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Mahkemece 24.06.2016 tarihli ek karar ile davalı ... mirasçıları ... ve ... yönünden vekillerinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş ve bu kez ek karar davalı ... mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı ... mirasçıları ... ve ... vekilinin 24.06.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, davalı ... mirasçısı ... yönü ile Mahkemece bu kişiye yapılan tebligatın doğru olarak usulsüz olduğu gerekçesi ile temyiz isteği süresinde kabul edildiğine ve bu temyizin ... terekesi iştirak halinde bulunduğundan diğer mirasçılar olan ... ve ...'a da sirayet edeceği kuşkusuz olduğuna göre mahkemenin ... ve ... yönü ile temyiz isteminin reddine ilişkin 24.06.2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemece, mahalli bilirkişi beyanlarına göre, dava konusu taşınmazların yaklaşık 40 yıldır davacı ... tarafından kullanılmakta olup, kadastro paftası ile iskan krokisinin çakıştırılması neticesinde tespite esas iskan tapularının dava konusu taşınmazları kapsadığı, davacı ...'ın babasının iskan tapularının maliklerinden hisse satın almak suretiyle malik olduğu, taşınmazlara ilişkin mera norm kararının bulunmadığı gibi taşınmazların kadim mera niteliğinde de olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazlar, ayrı ayrı iskan tapularına dayalı olarak davalı ... ve müşterekleri adına tespit edilmiş, davacı ... tapu kayıtlarının miktar fazlasının devletin hüküm ve tasarrufu aldındaki yerlerden olduğuna, davacı ... ise kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır.
Şu halde, taraflar arasındaki ihtilaf, çekişmeli taşınmazların tespite esas tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadıkları, taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamında kaldıklarının anlaşılması halinde kayıt miktar fazlasının mevcut olup olmadığı, kayıt miktar fazlası mevcut ise bu kısımda tespit malikleri ya da davacı ... yararına iktisap koşullarının bulunup bulunmadığı, ayrıca davacı ... yönünden tapu kayıtlarının uymadığının anlaşılması halinde zilyetlikle kazanım koşullarının bulunup bulunmadığı, tapu kaydının uyduğu kısım bakımından ise lehine 13/B-c koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.
Ne var ki, Mahkemece, bu hususlarda yapılan araştırma, inceleme ve uygulama son derece yetersiz olup, bu kapsamda, tapu kayıtlarının haritası bulunduğu ve bu tür tapu kayıtlarının kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince öncelikle haritasına göre belirlenmesi gerektiği halde fen bilirkişinin çevredeki sabit unsurlar tespit edilmeksizin ve komşu parsel dayanaklarından yararlanılmaksızın yapmış olduğu ve soyut şekilde krokinin fenni sıhhate haiz olmadığı beyanını içerir çakıştırması ile yetinilmiş, tapu kayıtlarının krokisinde kayıt kapsamı dışındaki bölümler "meralık" olarak gösterildiği halde yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda komşu köyler halkında taşınmazın evveliyatı hususunda beyan alınmadığı gibi aynı köyden dinlenen mahalli bilirkişilerin taşınmazın evveliyatında boşluk, taşlık, kayalık yerlerden olduğu belirtilip, hayvan otlatıldığı şeklindeki beyanları üzerinde önemle durulmamış, diğer yandan hükmün gerekçesinde tapu kaydının uyduğu şeklinde değerlendirme yapıldığı ve tapu kaydının yalnızca bir kısım paylar yönü ile tespitten sonra davacı ...'ın babası adına tedavül ettiği anlaşıldığı halde hangi nedenle taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verildiği somut olarak ortaya konulmadığı gibi, bu kapsamda Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesindeki koşullarının davacı ... yararına gerçekleşip gerçekleşmediği hususları da irdelenmemiştir.
Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köyler halkından yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat ve harita mühendisi bilirkişilerin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; bu keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıkların yardımı ile varsa sabit sınır noktaları ve komşu parsel dayanaklarından da yararlanılmak sureti ile tespite esas tapu kayıtlarının haritası yöntemince uygulanıp, kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kayıtlarının haritasının/ krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise kayıtların sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve yerel bilirkişi sözleri denetlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; dava konusu taşınmazların söz konusu tapu kayıtlarının kısmen ya da tamamen kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle taşlık, kayalık, çalılık gibi imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden iseler imar-ihyalarına ne zaman başlanılıp ne zaman tamamlandığı, kimden kime kaldığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak ve kışlak gibi yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, ziraat mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazların ayrı ayrı niteliğini, eğimini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, kullanım durumunu, öncesi itibari ile imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıklarını, bu nitelikteki yerlerden iseler imar ihya edilip edilmediklerini, komşu parsellerin niteliği ve çekişmeli taşınmazlar ile komşu taşınmazlar arasında ayırıcı unsur niteliğinde doğal ya da yapay bir sınır bulunup bulunmadığını, taşınmazların bitişiğinde mera niteliğinde taşınmaz bulunup bulunmadığını açıklayan ve önceki ziraat mühendisi bilirkişi raporunu da irdeleyen, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve böylelikle taşınmazların niteliği kesin olarak saptanmalı; taşınmazların değişik yönlerden fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmeli, tapu kayıtlarının tamamen ya da kısmen çekişmeli taşınmazları kapsadığının anlaşılması halinde tapu kayıtlarının kapsamındaki kısım yönü ile davacı ... yararına 13/B-c koşullarınının mevcut olup olmadığı, tapu kayıtlarının uymaması ya da kayıt miktar fazlası bulunması halinde ayrıca bu bölümler yönü ile ihtilafın zilyetlik hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği hususları üzerinde önemle durulmalı, öte yandan tespite esas tapu kayıtlarının tespit gününden sonraki tedavülleri bakımından 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 40. maddesi gözetilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan şekilde araştırma yapılmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçıları ... ve ... vekilinin 24.06.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I. maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davalılar ... ve müşterekleri ile ...'a iadesine, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
