Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/15810 Esas 2022/4663 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/15810
Karar No: 2022/4663
Karar Tarihi: 18.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/15810 Esas 2022/4663 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, tapu kaydı kullanıcı şerhi ile ilgili davada, 1072, 1073 ve 1074 parsel sayılı taşınmazların taksim edilmediği ve üzerlerinde muristen intikal eden zilyetliğe dayalı kullanımın tüm mirasçılar adına sürdürüldüğü sonucuna varmıştır. Ancak, mahkeme delillerin yanılgılı değerlendirilmesi nedeniyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi, bu kararı bozmuş ve dava konusu taşınmazların kimden geldiği, tarafların kök murisinden geliyorsa taksim edilip edilmediği, taksim edilmediyse, murisin sağlığında taşınmazları paylaştırıp paylaştırmadığı hususlarının araştırılması gerektiğinin altını çizmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozulmuştur ve asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında toplanan tüm bilgi, belge, 1975 yılına ait satış senedi, tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın ortak muris tarafından satın alındığı sabit olup, taşınmazlar üzerindeki miras intikaline dayalı zilyetliğin tüm mirasçılar adına sürdürüldüğü kabul edilerek kullanıcı şerhi verilmesi gerektiği hükmedilmiştir. Kanun maddeleri olarak, tapu kaydı kullanıcı şerhi davasında 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve HUMK’un 428. maddesi uygulanmıştır.
8. Hukuk Dairesi         2021/15810 E.  ,  2022/4663 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydı Kullanıcı Şerhi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı-karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kullanım kadastrosu sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 1072 parsel sayılı 3.560,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ... ile ...’in kullanımında olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı kargir evin ...’e ait olduğu şerhi yazılarak; 1073 parsel sayılı 5.606,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ... ile ...’in kullanımında olduğu, taşınmaz üzerindeki ahşap ahırın ...’e ait olduğu şerhi yazılarak; 1074 parsel sayılı 2.978,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ...’in kullanımında olduğu şerhi yazılarak Hazine adına 2012 yılında tespit ve tescil edilmiştir. Uygulama kadastrosu ile 1072 parsel sayılı taşınmaz, 119 ada 4 parsel; 1073 parsel sayılı taşınmaz, 119 ada 5 parsel; 1074 parsel sayılı taşınmaz ise 119 ada 6 parsel numarasını almıştır.
    Davacı-davalılar ... ve ... vekili, dava konusu 1072 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev ile 1073 ve 1074 parsel sayılı taşınmazların tamamının kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek, ... ve ... aleyhine dava açmış; davalı-karşı davacılar ... ve ... vekili ise 1072 parsel sayılı taşınmazın karşı davacıların fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek karşı dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacılar ... ve ...’in, 1073 ve 1074 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açtıkları davanın reddine, davacılar ... ve ...’in 1072 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki eve yönelik açtıkları davanın kabulüne, 1072 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinin iki nolu bendinin iptali ile bunun yerine "İş bu taşınmaz üzerinde yaptırılan iki katlı kargir ev ..., ... ve ...'e aittir" ibaresinin yazılmasına, yine karşı davacılar ... ve ...’in davalarının kısmen kabulüne, 1072 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinin bir nolu bendinin iptali ile bunun yerine "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır. Bu parsel ..., ..., ... ve ...'in kullanımındadır." ibaresinin yazılmasına karar verilmiştir.
    Hüküm, davacılar-davalılar ... ve ... vekili, davacılar-davalılar ... ve ... vekili ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2018/3537 Esas, 2019/1105 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında özetle "dava konusu taşınmazların kimden geldiği, tarafların kök murisi ...’den geliyorsa taksim edilip edilmediği, taksim edilmediyse, murisin sağlığında taşınmazları paylaştırıp paylaştırmadığı hususlarında yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki çelişkilerin de giderilmediği" belirtilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile; 119 ada 4 parsel (eski 1072 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında beyanlar hanesindeki "Bu Parsel 1976 yılından beri ..., ... kullanımındadır." şerhinin iptali ile; tapunun beyanlar hanesine "Bu parsel ... ve ... Kullanımındadır." ibaresinin yazılmasına karar verilmiştir. Anılan hüküm, davacı-karşı davalılar Asiye ve ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı-karşı davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Davacı-karşı davalılar Asiye ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Uyulan bozma ilamında dava konusu taşınmazların kimden geldiği, tarafların kök murisi ...’den geliyorsa taksim edilip edilmediği, taksim edilmediyse, murisin sağlığında taşınmazları paylaştırıp paylaştırmadığı hususlarında araştırma yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. Dava konusu 1072 ve 1073 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dosya kapsamında toplanan tüm bilgi, belge, 1975 yılına ait satış senedi, tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın ortak muris ... tarafından satın alındığı sabit olup, murisin sağlığında taşınmazlarını paylaştırdığı hususu ise ispatlanamamıştır. Bu durumda terekenin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması nedeniyle, taşınmazlar üzerindeki muristen intikal eden zilyetliğe dayalı kullanımın tüm mirasçılar adına sürdürülmüş olduğunun kabulü zorunludur.
    Somut olayda davalı-karşı davacıların eski 1072 ve 1073 parsel (yeni 119 ada 4 ve 5 parsel) sayılı taşınmazlarda kullanımının kendi adlarına değil tüm mirasçılar adına olduğunun kabulü ile her iki taşınmazda davacı-karşı davalılar ve davalı-karşı davalılar adına kullanıcı şerhi verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesiyle yazılı şekilde asıl davanın tümden reddi ve karşı davanın tümden kabulü hatalı olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
    istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş