

Esas No: 2021/7664
Karar No: 2022/4664
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7664 Esas 2022/4664 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/7664 E. , 2022/4664 K.Özet:
Dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, taşınmazların mülkiyetini değerlendirme ya da yargılama yapılmamaktadır. TMK’nin 693/3. maddesi uyarınca her bir paydaşın diğer paydaşları temsilen dava açabileceği kabul edilmelidir. Dosya incelendikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi, davacının istinaf başvurusunu esastan reddetti. Ancak yargılamada diğer paydaşların davada taraf olmasının gerekli olduğuna dair karar verildi ve taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle dava, ilk derece mahkemesi tarafından usulden reddedildi. Karar temyiz edilerek dosya incelendiğinde, yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararın taşınmazın tamamını kapsayacağına dair tartışmalar mevcuttur. Bu nedenle, her bir paydaşın diğer paydaşları temsilen dava açabileceğinin kabul edilmesi gerekir. Sonuç olarak, kararın kaldırılması ve ilk derece mahkemesine gönderilmesi yönünde karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi
- TMK’nin 693/3. maddesi
- 6100 Sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi
- HMK'nin 371. maddesi
- HMK'nin 373/1 maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Çarşamba Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Çarşamba Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Terme İlçesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacının paydaşı olduğu eski 2615 parsel sayılı 23.914,26 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 299 ada 5 parsel numarasıyla 22.618,08 m2 yüzölçümlü olarak; davalılar adına kayıtlı 1.258,74 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 299 ada 4 parsel numarasıyla ve 1.674,33 m2 yüzölçümlü olarak, 4.924,23 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, 299 ada 2 parsel numarasıyla ve 6.866,42 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında davacının paydaşı olduğu taşınmazın miktarının azaldığını, yanlışlığın davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek tesbite itiraz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davada taraf olmayan diğer müşterek maliklerin hukuku da etkilenecek olmakla onların da davada taraf olması gerektiği, paylı (müşterek) mülkiyet halinde bir paydaşın diğeri adına dava açma ya da savunma yapma yetkisi olmadığı, bu nedenle davacıya diğer paydaşların da davaya katılımını sağlaması için süre verildiği, ancak davacı tarafından tüm maliklerin davaya katılımı süresi içinde sağlanamadığı, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartlarından olduğu ve bu şartın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı Hazine vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk dairesince yapılan inceleme sonucunda; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacı vekiline verilen süre sonucunda dava konusu 299 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım maliklerin muvafatı alınmasına rağmen, Mahkemece davacı vekiline 16.12.2019 ve 20.01.2020 tarihlerinde usulüne uygun verilen ve sonuncusu kanunen kesin olan iki ayrı süreye rağmen davacının paydaş olduğu 299 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki diğer paydaşların davaya muvafakatinin sağlanamamasına göre davacının davasının usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 Sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince, süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine dayalı olarak yapılan kullanım kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Bu tür davaların amacı tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesidir. Taşınmazların mülkiyetinin kim ya da kimlere ait olduğu hususunda bir değerlendirme ya da yargılama yapılmadığı gibi bu tür davalarda istenilen talep bölünemez nitelikte olup, davacının payı oranında işlemin doğruluğunun denetlenmesini istemesinin davanın niteliği gereği mümkün değildir. Yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararların da taşınmazın tamamı hakkında olacaktır. Bu nedenle TMK’nin 693/3. maddesi uyarınca her bir paydaşın diğer paydaşları temsilen dava açabileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece, davanın kaldığı yerden devamıyla Dairenin yerleşik ilke ve esaslarına uygun araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre esas hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.