

Esas No: 2021/5057
Karar No: 2022/5845
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5057 Esas 2022/5845 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/5057 E. , 2022/5845 K.Özet:
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi \"Kadastro Tespitine İtiraz\" davasında verilen ilk derece mahkemesine karşı açılan istinaf başvurusunu kabul ederek davaların kabulüne karar verdi. Davalı Hazine’nin temyiz istemleri reddedildi, Bölge Adliye Mahkemesi kararı onandı. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi, 17. maddesi ve 14. maddesine yer verildi.
Geçici 8. maddeye istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında bir taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmesine karşı açılan dava sonucunda, taşınmazın imar, ihya ve kazandırıcı zamanaşımı sebeplerine dayanarak adına tescili için tespite itiraz edildi. İlk derece mahkemesi davayı reddetti, ancak Bölge Adliye Mahkemesi bozarak davaların kabulüne karar verdi.
Kararda, Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi ve yollama gereği 14 maddesinde belirtilen, kişilere tapusuz taşınmazın imar-ihyasına dayalı mülkiyetinin kazanma şartlarının incelenmesi gerektiği vurgulandı. Taşınmazın tarımsal faaliyet olarak kabul edilebilmesi için
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Anamur Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Anamur Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ve asli müdahiller vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davaların kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında Anamur İlçesi Malaklar Mahallesi ... Mevkii çalışma alanında bulunan 112 ada 74 parsel sayılı 2.041,57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine "Taşınmaz üzerindeki 1 adet havuz ... oğlu ...'a aittir" şerhi yazılarak tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Tutanağın edinme sebebi bölümünde 1971 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında tapulama harici bırakılan taşınmazın 1996 yılında ... oğlu ... tarafından imar ve ihya edilerek tarım alanına dönüştürüldüğü, üzerinde 1997 yılında bir adet havuz inşa edildiği, halen de adı geçenin kullanımında olduğu belirtilmiştir.
Davacı asıl ..., dava konusu taşınmazın imar, ihya ve kazandırıcı zamanaşımı sebeplerine dayanarak adına tescili için tespite itiraz etmiş, 11.12.2017 tarihinde yapılan keşifte alınan imzalı beyanında "taşınmazın ortak muris ... ... tarafından imar ve ihya edilip kullanıldığı, 19.10.1996 tarihinde ortak murisin veaftıyla mirasçıların kullanmaya devam ettiklerini ve mirasçılar arasında taksim söz konusu olmadığını" açıklayarak taşınmazın ... ... mirasçıları adına tesbit ve tescilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kadastro tespitine itiraz davası olduğu; dava konusu yerin 1972 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakıldığı, tespit harici bırakılan yerlerin imar ve ihyasının yapılması gerektiğinin yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği, Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi ve yollama gereği 14 maddesinde belirtilen, kişilere tapusuz taşınmazın imar-ihyasına dayalı mülkiyetinin kazanma şartlarının incelenmesine başlandığı, öncelikli olarak taşınmazın tarıma elverişli olmayan bir arazi olması gerektiği, bu tarıma elverişli olmayan arazinin emek ve para harcanmak suretiyle davacı ya da murisleri tarafından tarıma elverişli hale getirilmek suretiyle imar ve ihyasının tamamlanmış olması, bu imar ve ihyası tamamlanan yerde 20 yıl süreyle zilyetlik olgusunun aralıksız, nizasız ve fasılasız devam ettirilmesi gerektiği anlaşılarak dosya da yapılan keşif esnasında dinlenen tanık beyanlarında davacı ve asli müdahillerin miras bırakanı tarafından imar ihya yapılmadığı, arazinin tarımsal faaliyetle kullanılmadığı, beyanlarda geçen küçük baş hayvanların ahırı olarak kullanılmasının ise süreklilik arzetmemesi, geçici ve yaz aylarında olması ile kalıcı ahır kurulmaması nedeniyle ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilemeyeceği ve tarımsal faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin anlaşıldığı, bunun yanın da keşif tarihi itibariyle de dava konusu yer üzerinde ne ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne de tarımsal faaliyetin devam etmediğinin gözlemlendiği, her ne kadar bilirkişi raporunda kazanma şartları oluştuğu belirtilmişse de dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla açıkça çelişen bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek kazanma koşul ve şartlarının davacı ve asli müdahiller yönünden gerçekleşmediği vicdani kanaatine varılarak açılan davanın reddine, 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve asli müdahiller tarafından istinaf edilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince; İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı karşısında isabetli olmadığı, dava konusu taşınmazın niteliği gereği kamuya tahsis edilmiş bir yer veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, imar planları içinde yer almadığı, davacı ve asli müdahillerin kök murisi ... ...'dan intikalen geldiği, davacı tarafın muris-varis yaklaşık 60 yıllık nizasız fasılasız ve çekişmesiz malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunduğu, kullanımlarının halen devam ettiği, taşınmazın civarındaki parsellerin de kendilerine ait olduğu, taşınmazın etrafının yollarla ve evlerle çevrili bulunduğu, taşınmaz üzerinde davacı tarafa ait 30-40 yaşlarında bakımlı ve verimli muhtelif meyve ağaçları ve seraların yer aldığı, mirasçılar arasında herhangi bir rızai ve fiili taksimin yapılmadığı, davacı ve asli müdahillerin keşifte ve yargılama sırasındaki beyanlarında tüm bu hususları kabul ve ikrar ettikleri anlaşılmakla davacı ve asli müdahillerin istinaf talebinin kabulüne, HMK'nin 353/(1)-b.2. maddesi gereğince Anamur Kadastro Mahkemesinin 16.04.2018 tarihli ve 2015/17 Esas, 2018/6 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının ve asli müdahillerin davalarının kabulü ile, 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazın Anamur Noterliğince düzenlenen 29.05.2017 tarihli kök muris ... oğlu ... ... mirasçıları adına; 48/288 pay ... kızı ..., 48/288 pay ... oğlu ... , 48/288 pay ... oğlu ..., 48/288 pay ... oğlu ... ..., 48/288 pay ... oğlu İsmet ..., 13/288 pay ... kızı ..., 13/288 pay ... oğlu ..., 13/288 pay ... oğlu ..., 9/288 pay ... kızı ... hisse ile tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine "Taşınmaz üzerindeki bir adet havuz ... oğlu ...'a aittir." şerhinin yazılmasına karar verilmiştir. Karar, davalı Hazine ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nin 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,30 TL'nin temyiz edenden alınmasına 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
