Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5505 Esas 2013/7501 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5505
Karar No: 2013/7501
Karar Tarihi: 16.05.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5505 Esas 2013/7501 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/5505 E.  ,  2013/7501 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 14.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _K A R A R_
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 02.11.2011 tarihli duruşmadan itibaren davacıya verilen iki haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bilindiği üzere, Anayasa"da aranan hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK"nun 465 ila 472. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
    Dosya kapsamına göre somut olayda, davacı taraf adli yardım talebinde bulunarak muhtarlıktan aldığı fakirlik belgesini ibraz ettiği ve yaptırılan zabıta araştırması neticesinde davacının kendisinin ve ailesinin
    geçimini sağlayacak yeterli gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, hastalığından dolayı çalışamadığı belirlenmiştir. Bu durumda davacı yararına adli yardım talep edilebilmesi için yasal şartların gerçekleştiği anlaşıldığından adli yardım talebinin kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca; davacının adli yardım talebi de kabul edilerek, işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; dava 26.05.2011 tarihinde, 1086 sayılı Yasa döneminde açılmış ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarihli ve 2012/9-1170 esas, 2012/1172 karar sayılı kararıyla da 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalar yönünden 6100 sayılı HMK"nın 120/2 maddesi uyarınca eksik gider avansı istenemeyeceğine ilişkin karar verilmesi nedeniyle, 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı Yasanın 114/g, 115/2 ve 120/2. maddelerinden söz edilerek gider avansı yatırılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi .

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş