

Esas No: 2021/745
Karar No: 2022/4616
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/745 Esas 2022/4616 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/745 E. , 2022/4616 K.Özet:
Davalı tarafın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebi ile ilgili davada, davacının talebi kısmen kabul edilerek 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Davacı ve davalı vekilleri karara karşı temyizde bulunmuştur. Yargıtay, davacının adli kontrol tedbiri uygulandığı ve daha sonra beraat ettiği nedeniyle talep ettiği manevi tazminatın miktarının belirlenirken sosyal ve ekonomik durumu, suçun niteliği gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiği ve belirlenen miktarın bu ölçütlere uymadığını belirterek kararı bozmuştur. Ayrıca gerekçeli kararın başlığında \"Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat\" yerine \"Tazminat\" ibaresine yer verilmesi ve savcıların bilgilerinin gösterilmemesi sebepleriyle de hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 5320 Sayılı Kanun'un 8. Maddesi, 1412 Sayılı CMUK'un 318. Maddesi, 5271 Sayılı CMK'nın 142. Maddesi, 5271 Sayılı CMK'nın 141/3. Maddesi, CMK’nın 232/2-b maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/155 Esas – 2015/359 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 09.11.2009 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulandığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 19.11.2015 tarihinde kesinleştiği, işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı anlaşılmakla;
Davacının 500.000 TL manevi tazminatın adli kontrol başlama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 10.000 TL manevi tazminatın adli kontrol başlama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri ve tedbirin kaldırılmasına ilişkin karar ve evraklarının Yargıtay denetimine el verişli aslı veya onaylı örneklerinin dosya arasına alınıp, davacı tarafın 22.01.2016 tarihli dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar 5271 sayılı CMK’nın 141/3. maddesinde düzenlenen hakimler ve Cumhuriyet savcılarının eylemlerinden ötürü tazminat istemine ilişkin olup, tazminata konu edilen eylemlerle ilgili olarak hakimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında adli veya idari soruşturma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akıbetinin ne olduğu Hakimler ve Savcılar Kurulundan sorulup, açıklığa kavuşturularak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,
b) Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, "Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' yerine, ''Tazminat'' ibaresine yer verilmesi,
c) Gerekçeli karar başlığında hüküm duruşmasına katılan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-b maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
